SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 410 >>

DEVAM: 5. İkindi Namazının Vakti

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِي يُونُسَ مَوْلَى عَائِشَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهَا أَنَّهُ قَالَ أَمَرَتْنِي عَائِشَةُ أَنْ أَكْتُبَ لَهَا مُصْحَفًا وَقَالَتْ إِذَا بَلَغْتَ هَذِهِ الْآيَةَ فَآذِنِّي حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ وَالصَّلَاةِ الْوُسْطَى فَلَمَّا بَلَغْتُهَا آذَنْتُهَا فَأَمْلَتْ عَلَيَّ حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ وَالصَّلَاةِ الْوُسْطَى وَصَلَاةِ الْعَصْرِ وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ ثُمَّ قَالَتْ عَائِشَةُ سَمِعْتُهَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

 

Aişe (r.anha)'nın azatlısı Ebu Yunus şöyle demiştir: Aişe (r.anha) kendisi için bir mushaf yazmamı emretti ve, "Namazlara ve orta namazına devam edin"[Bakara 238] ayetine gelince bana haber ver'' dedi. Ben de o ayete varınca kendisine haber verdim. Bana o ayeti "Namazlara, orta namazına ve ikindi namazına devam edin, Allah için tevazu halinde namaz kılın" şeklinde yazdırdı. Sonra da: "Ben bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den duydum" dedi.

 

 

Diğer tahric: Müslim, Mesacid; Nesai, salat; Vesaya; Tirmizî, tefsirü sûre; Muvatta,  cemaa; Ahmed b. Hanbel, VI 73, 178.

 

AÇIKLAMA:     Hz. Aişe'nin Bakara Suresi'nin 238. ayeti kerimesini mütevatir rivayetlerin hilafına "El-Vusta" kelimesinden sonra, "Salatu'l-Asr" lafzını illave ederek yazdırması, orta namazının ikindi namazı olmadığını gösterir. Çünkü atıf muğayereti gerektirir. Yani matufla matufun aleyhin ayrı ayrı şeyler olması gerekir.

 

Bu iki tabir (salatü'l-Vusta ve Salatü'l-Asr) arasındaki "vav"ı atıf edatı değil de tefsir kabul etmek de mümkündür. Buna göre, orta namazından maksadın, ikindi namazı olduğu manası çıkar, böylece önceki hadisle bu hadis arasında ihtilaf kalmamış olur.

 

Yukarıda da işaret edildiği gibi Hz. Aişe'in yazdırdığı bu şekil şazdır. Bu bakımdan itibar edilmez. Hz. Aişe (r.anha)'nın bunu, tefsir maksadı ile yazdırmış olması ihtimali olduğu gibi neshedilmiş olması da muhtemeldir.

 

Bu hadisin bab ile alakası, ikindiyi muhafazayı emretmenin, onun belli bir vaktinin olmasını gerektirmesi yönündendir.